9 Aralık 2011 Cuma

Eski Kısa Senaryodan Bir Bölüm...

Yer toprak’ın evi… Ilgın’la toprak yatakta birbirine sarılıp oturuyorlardır… Notebook filminin son sahnesidir… Film biter…


 Ilgın: Ne düşünüyorsun?

 Toprak: Bir insan sonsuz mutluluğu yakalayınca nasıl hissediyormuş bunu düşünüyorum.

 Ilgın: Kim sonsuz mutluluğu yakalamış ki?

 Toprak: Ben.

 Ilgın: Hımmm… (gülümser)

 Toprak: Hayatta iki trajedi vardır, biri hayattaki en büyük arzunu kaybetmendir, diğeri ise onu kazanmak.

 Ilgın: Öyle mi?


 Toprak: Öyle söylemiş George Bernard Show.

 Ilgın: Güzel söylemiş de ne demek istiyorsun?

 Toprak: Çünkü trajediler olur, ne yapacaksın yani vaz mı geçeceksin? Hayır. Şimdi anlıyorum ki, kalbin kırıldığında hala ayakta olduğunu göstermek için deli gibi savaşmalısın. Çünkü hissettiğin acı yaşamın tam kendisidir.

 Ilgın: Seni anlayamıyorum, bana anlatmadığın bir şeyler mi var? Çünkü söylediklerin bizimle ilgili değil.

 Toprak: Evet, anlattıklarım yaşamın kendisi. Acıya hazırlıklı olmak lazım, seni kaybetmeye dayanamam.

 Ilgın: Hımm.. (gülümser ve sarılır) evet bütün kalbinle dilediğin bir dileği kaybetmek trajik, fakat onu kazanmak… Bu yıl aşk istedim. Uzun zamandır aşkı yaşamak isteyen bir kalbi uyandırmak için ve bu gerçekleşti. Eğer bunu gerçekleştirmek trajikse, bana trajedi verin. Çünkü dünya için onu geri vermeyeceğim

 Toprak: Hımm… Benim kızıma da bak sen

 Ilgın: Bana ait değiller, çok sevdiğim bir filmden, ama bende olsam böyle söylerdim

 Toprak: Seni seviyorum güzel kız.

 Ilgın: Bende.

 Toprak: Beni sakın bırakma (gözünden yaşlar süzülür)


Ilgın parmaklarıyla süzülen yaşı kurular. Sarılırlar.

Sahne biter…